Haber

Son dakika: Depremde can kaybı 43 bin 556’ya yükseldi

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler 11 ili etkiledi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TRT Haber’de deprem bölgesinde yürütülen çalışmaları ve depremle ilgili alınması gereken önlemleri değerlendiriyor. Soylu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Son yıllarda birçok felaketle karşı karşıya kaldık. Sabah 04:19 veya 20 idi, AFAD Başkanı aradı ve Maraş-Osmaniye hattında deprem olduğunu söyledi. Tabii 7’sinde deprem olduğu bilgisi geldiğinde tabii ki bunun hem benim için hem de ülkemiz için ciddi bir sonuca yol açacağını hissettim. Alanın bu kadar yaygın olabileceğini düşünmemiştim. Daha sonra Cumhurbaşkanımızı arayıp bilgi verdim. Genel resmi elde ettiğinizde, oldukça yaygın hale gelir. Hemen ilgili arkadaşlar AFAD’da toplansın dedim. Fuat Bey aradı, diğer bakan arkadaşlarımızla birlikte AFAD’a gittik. Çizgiyi gördüğümüzde ilk bilgilendirmeden sonra yaptığımız ilk şey 4. seviye uluslararası seviye oldu. Bakan arkadaşlarımızla il dağılımı yaptık ve hepimiz konuya müdahale etmek için yola çıktık. Maraş’a inmeye çalıştık, kapandı, sonra Gaziantep’e inip oradan dağıldık.

(O resmi gördüğünüzde ne hissettiniz?) İnsanlarımız hayatını kaybetti, bir yandan medeniyetimizin en önemli direkleri devrildi, yerle bir edildi. Deprem olarak değerlendirmek bana göre denk gelmiyor. Hawaii baş aşağı. Özellikle Hatay’da dolaşırken binalar birbirine çarpıyor, depremi yaşayanlar bu kadarını söylüyor. Çok fazla hasar verdi ve bu his farklı bir şey. Memleketiniz, ülkeniz. Savaş resminden çok farklı bir resimle karşı karşıyasınız. Yani uyumadan bir başka insana ulaşmak büyük bir emek oldu ve yapılmaya da devam ediyor. Bizim nesil bunu gördü, bundan sonraki nesiller de görmesin. Burada bir devletin milletiyle bütünlük içinde olduğunu gördük. O günkü depremin temelinde yollar kapandı, havaalanları kapandı, telefon, elektrik, su hiçbir şey söz konusu olmadı. Arama ve kurtarmaya odaklandık. 26.000 enkaz ve yıkılmış bina ve bunların her birinin aynı anda aranması ve kurtarılması gerekiyor.

Kahramanmaraş’a neden inemediğimize elbette üzüldük. İnsanlar yardım istiyordu ve biz de size yetişeceğiz dedik. Özellikle AFAD bu senaryoları defalarca yaptı. Maden ocaklarından hastanelere ve okullara kadar çok sayıda tatbikat yapıldı. Geçen yıl milyonlarca kişiye afetle ilgili eğitim verildi. Türkiye’deki toplanma alanlarını 30 bine çıkarmak için çalıştık. Her il için risk azaltma planları yapılmıştır. Burada herkes harekete geçti, bazıları 7-8-9 saatte gelebildi. 10 ilden birinde veya ikisinde olsa diğer illerden de destek gelirdi. Karadeniz’den Batı’ya herkes harekete geçti. 2-3 yıldır sürekli arama kurtarma çalışmaları için personel yetiştiriyoruz. Türkiye’nin orta ve ağır sınıf arama kurtarma çalışmaları artırıldı. Devlet tüm gücüyle sahanın her noktasına ulaştı. Elbette böyle bir afette yayılma ve ulaşma belli bir süreyi gerektirmektedir. Böyle bir depremin hiçbir ülkede kimse tarafından sürdürülebileceğini düşünmüyoruz. İdlib’de 2500, Afrin’de 700-800 kişiyi katletti. Bu çerçevede Türkiye uzun süre bu hazırlıkları yapmasaydı büyük bir kaosa sürüklenecekti. 17. günde ulaştığımız nokta; Hatay’da sadece 2 bina var. Altında cenaze olduğunu düşündüğümüz diğer tüm taraflarda arama kurtarma çalışmaları sona erdi. Yaklaşık 313.000 çadır kuruldu ve konteynerler inşa edilmeye başlandı. Tüm hastaneler çalışmaya devam ediyor. Halkın tüm gücüyle sahada çalışmaya devam ediyor. Ziyaret edilemeyen tüm köylere sortiler yapıldı. Her yerde, herkes ve her şey tarafından ulaşıldı.

KILIÇDAROĞLU’NUN AÇIKLAMALARINA TEPKİ

‘Asrın felaketi sözüyle algı çalışmaları yürütüyorlar’ diye talihsiz bir açıklama yaptı. Talihsizlik değilse, kötü niyettir. Ne akılla ne de vicdanla bağdaşmaz. Sahada birçok şey yaşıyoruz. Bu sarsıntı çok geniş bir alanda olduğu için adaptasyon gerektiriyor. Bu bölgede gerçekten herkes büyük bir emek veriyor. Bu, insanlığın karşı karşıya olduğu büyük bir yıkım ve dramdır. Bunun nasıl ortaya çıktığını ve nasıl bir imtihanla karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Ancak depremin başından itibaren sessiz kalırlarsa çok büyük katkıları olur.

750 BİN BAĞIMSIZ PARÇA HASARLI

Şu anda hasar tespit oranı yüzde 75 ile 80 arasında. 600 binden fazla bağımsız bölüm yıkıldı, hemen yıkılmak üzere, ağır hasarlı ve orta hasarlı. Ticaret alanındakileri de eklerseniz 750 bine ulaşıyor. Beyin sarsıntısını abartıyorlar demek, merhameti, vicdanı ve aklı bir kenara bırakmak demektir. Her detayı tek tek inceledik ve sahadaki tüm arkadaşlarımızın bilgi birikimine değer veriyoruz.

DEPREM BÖLGESİNDE PARSEL İNŞAATI

Türkiye devletin bütün birimleriyle birlikte çalışıyor. Kaos olsa da fırsat yaratalım derler. Özellikle mallara karşı hatalarda yüzde 20 azalma var. Evet 3-4 tane sahte vardı ama tutuklandılar. Burada abarttıkları gibi lafta bir durum söz konusu değil. Bütün bunlar olurken toplumu yozlaştırmaya, güvensizlik yaratmaya çalışmak çok yanlış. Ayrımcılık da insanlık dışıdır. Çadırların en çok geldiği yer Hatay. Orada ciddi bir çalışma ortaya koydular. Tüm sorunları en aza indirmek için çaba gösteriliyor. Onlarla mı uğraşmamız gerekiyor yoksa bu insanların karşı karşıya olduğu insanların sorunlarını en aza mı indirmemiz gerekiyor?

Ondan önce Düzce’de deprem yaşadık. İnsanlar endişelerinden evlerine girmediği için 30 bine yakın çadır dağıttık. 6.4 büyüklüğündeki ikinci depremin ardından evi sağlam olanlar da çadır istiyor, hemen hemen tüm bölge çadır istiyor. Bunları sahaya sevk etmeye çalışıyoruz ama önceliklerin olması normal. Çadır kısa süre sonra konteynerlere taşınacaktır. İki ayın sonunda 100 bin konteyneri bitirmiş olacağız. Uzun zamandır bu konteynerlerle ilgili bir sistem var. Bunlar arasında özellikle evi olan ve evi yıkılmış olanlar, şehit aileleri, engelliler, hamileler ve yaşlılar önceliklidir.

Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızdan talimat aldık. Bu büyük şokun etkisinden kurtulmak için böyle bir adım atıldı. Bütün bu süreçlerde sağlık olacak, çocuklara yönelik eğitim birimleri olacak, sosyal pazarlar olacak. Bu 1 yıllık süreçte depremzedelerimizin bu travmayı atlatması için büyük çaba sarf edeceğiz. Ayrıca ulaşım araçları şehirlerin boşaltılması için milyonlarca sefer yapacak. Şehirde iş makineleri çalışacak, kamyonlar moloz getirecek, şehirlerin yeni alanları oluşmaya başlayacak. Bu yüzden Türkiye’nin birçok yerindeki oteller, bu durumu atlatmak için 10 bölgede depremzedeleri ağırlıyor. Gıda, lojistik gibi her şeyi bir yıllık planlamanın içinde değerlendiriyoruz. Birçok farklı projeyi aynı anda yürütüyoruz.

Her şeye siyaset açısından bakarsan, herkese potansiyel suçlu gözüyle bakarsan, dönüşüm için pozisyon alırsın, herkesi baraj yaparsın. Herkesin iş yapmasına engel olursunuz, hizmete engel olursunuz. Kentsel dönüşüm Türkiye için olmazsa olmazdır. Maalesef ana muhalefet partisi bir şey yapmıyor, bu bir düşmanlıkmış, bir yer talan ediliyormuş gibi bir zihniyetle karşı karşıyayız. Kentsel dönüşüme tamamen karşı olduğumuz anlayışıyla buna değer verenlerin ve buna engel olabilmelerinin acıklı bir hikayesi olarak kalıyor. Bu gerçeklikten uzaklaşmak gerçek değil. Süreçler uzadığında ve böyle bir felaketle karşılaşıldığında süreç tıkanır, bunun bedelini herkes öder, bedelini millet öder. Aslında bu kolay bir iş değil ve bunu engellemek için her şeyi yapıyorlar. Bence kentsel dönüşümde resen tedbirler alınmalı.

Sayın Cumhurbaşkanımız talimat verdi, Murat Bey de çeşitli toplantılar yaptı. 10 ilde oturulabilir ve sağlam olan yerler daha pahalı olacak ve bu bir yandan bilimsel çalışma. Geleceğe yönelik bir karar her zaman birlikte yaratılarak alınacaktır. Hepimiz bir umutsuzluk hali yaşamışızdır, ikamet ettiğimiz yeri kaybetmeyi kıyaslama korkusu. 2-2,5 ay içinde bu hissin kaybolduğunu hissedeceklerdir. Depremzedelerimiz kısa sürede şehirlerinin yeni halini kucaklayacak. Onlar dirilecek ve çocuklarımız daha güçlü şehirlerde yaşayacak. Nasıl bir sınavla karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz ve bundan güçlenerek çıkacağız.

CAN KAYBIMIZ 43 BİN 556’YA ÇIKTI

Bu depremlerde kaybettiğimiz can kaybı sayısı 43 bin 556. Az bir rakam değil. Hayatını kaybeden her vatandaşımıza karşı sorumluyuz. Ancak bu travma büyük bir birlik ve beraberlikle aşılır. Bu işten daha güçlü bir şekilde çıkacağız. Üzgünüz, şehirlerimiz yerle bir oldu ama bu bizim umudumuzu kaybetmemize neden olmuyor. İşimizi bitirene kadar kalkıp gitmeyeceğiz. İşte bu umudu canlı tutmamız, her zamankinden daha çok çalışmamız gerekiyor.

Burada, Kırıkhan’da anne tarafından akrabalarımız var. Huzur içinde yatsın. Öyle bir metanet var ki annesini, babasını, kardeşini kaybetmiş ve yapayalnız kalmış. Umut arıyor. Bu umudu söndürmeye çalışanlara yapmamalarını söylüyorum. En azından belli bir süre olumlu bir şey söylemeyeceklerse sussunlar. Allah’ın adaletine inanmalıyız.

(İstanbul depremi hazırlık planlarında değişiklik olacak mı?) İstanbul ile ilgili 99 depreminden sonra kamu binalarını, okulları, kavşakları, üst geçitleri, köprüleri, her şeyi güçlendirmeye çalıştık. İstanbul’da Deprem Kuzey Marmara Otoyolu olmasa, Avrasya Tüneli olmasa, pek çok şey olmasa İstanbul depremiyle karşı karşıya kalacağınızı düşünür müsünüz? Bunların hepsi hem şehrin kalitesini yükseltmek hem de depremlere hazırlık yapmak içindir. Kentte yaşanan depremle ilgili 700’den fazla toplantı yapıldı. Her kentsel dönüşümün altını oyan bir zihniyetin olduğu bir süreçte, İstanbul’da dönüşecek yapılar elbette var. 20’den fazla toplantıya başkanlık ettim. Lojistik nasıl sağlanıyor, hangi alanlarda daha büyük hasar var, bunlara nasıl ulaşabiliriz gibi birçok konuyu değerlendirdik. Elbette en değerli iş bu dönüşümü sağlamak.

YIKILAN BİNALAR HAKKINDA İNCELEME

İlk dakikadan itibaren devletin bütün birimleri bu konuda teyakkuz halindeydi. Duyduğumuz, tespit ettiğimiz her isme seyahat yasağı koyduk. Ne olursa olsun, sonuna kadar gidecek. Şimdiye kadar 564 zanlı yakalandı, 160 kişi tutuklandı, 18 kişi gözaltına alındı, 175 kişi de denetim şartıyla serbest bırakıldı.

Kanıtlar şu anda toplanıyor. Arama kurtarma çalışması biter bitmez savcılık devreye giriyor ve oradan numune alıyor.

KAYNAK: TRT HABER

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu